Galata Köprüsünden başlayan Haliç gezimiz için, Eminönü Yeni camiyi solumuza Karaköy vapur iskelesini karşımıza alıyor Eyüp'e doğru yola çıkıyoruz...
Dubalar üzerindeki asırlık köprünün sökülüp Haliç'in derinliklerine çekildiği dönem öncesi yanı başına kazıklar üzerine yapılan yeni Galata köprüsünden itibaren ilk karşımıza çıkan Mimar Sinan'ın eseri Rüstempaşa cami oluyor. İznik çinileri ile süslü cami, emsalini başka yerde göremeyeceğiniz güzellikte cini kaplı duvarları ile ziyaretçileri adeta büyülüyor. Haliç paralelinde ilerlerken yolun kara tarafı sobacılar, toptancı mağazalar ile Unkapanı'na dek devam ediyor. Deniz tarafı ise eski Belediye Başkanı Bedrettin Dalan döneminde başlayan çalışmalar sonucu kıyı şeridi tamamen temizlenip kamu yararına park ve bahçelerle düzenlenmiş. Oturma grupları, çiçek havuzları, ağaçlar, patika yollar yürüyüş ve dinlenme amaçlarını karşılar nitelikte.
Unkapanı semtini arkamızda bırakıp Cibali'ye geldiğimizde eski sigara fabrikasının yerini çoktan terk ettiğini ve aynı binanın Kadir Has Üniversitesi olarak eğitimin hizmetine verildiğini görüyoruz. Bu bölümden itibaren kenti kuşatan surlar bazen üstüne bazen gerisine yapılan evler, binalar sinsilesi Eyüp semtine kadar bizi yalnız bırakmıyor. Balat, Fener, Ayvansaray, Eyüp olarak sıralanan ve Haliç seferi yapan şehir hatları seferlerinin uğrak noktası iskeleler arada bir uğrayan gemilerin yanaşması ile maziyi ayakta tutuyor. Haliç için yapılan temizlik çalışmaları netice verip dip görünmeye, su deniz rengini almaya, kötü koku da kaybolmaya başlayınca Haliç kıyıları şimdi olmasa bile çok yakında tekne bağlayacak yer bulunmaz hale gelmeye başlamış.
Korunaklı kıyılar renk renk biçim biçim yatlar, kayıklar, motorlarla renklenirken fotoğraf severler, ressamlar için geri fonda camiler şehri İstanbul siluetli kompozisyonlar oluşturmaya başlamışlar. Fener, Balat gibi semtlerde bu manzarayı gören sahil bandı evlerinin bazıları restore edilerek cafe, restoran amaçlı kullanıma başlamış bile. Arka sokaklarda da bir kıpırdanma gözleniyorsa da hızı çok yavaş. Meraklılar, eski İstanbul belgeselli hazırlayanlar hala eski izleri taşıyan henüz yozlaşmamış detayları, çılgın kompozisyonları ara sokaklarda bulabiliyorlar. Kameranızı omzunuza takıp başlasanız yürümeye cumbalar, kapı, pencere, parmaklıklar tuğla örülü duvarlar sizi yıllar öncesine götürecek özellikler barındırıyor. Eski ve yeni kavramlar, çelişkiler, yaşam biçimi bir arada sergileniyor. Sahilde demir aksamdan dökülüp yerinde monte edilen Bulgar Kilisesi yer alırken Fener semtine tepeden bakan yamaçta kiremit renkli ilginç mimarisi ile fark edilen Fener Rum Okulu bulunuyor.
Fener semtinin bir başka özellikli önemli yapısı ise Fener Rum Patrikhanesi. Patrikhane Kompleksi içinde düzenlenen önemli ayinlere özellikle Yunanistan dan çok sayıda katılımcının gelmesiyle Patrikhane ve taş yapı kilise, dini vecibelerini yerine getiren turistleri ağırlıyor. Patrikhane de yangın sonucu harap olan ve daha sonra yeniden inşa edilen bir bölüm, çeşitli davetlerde bir araya gelmek üzere yüksek tavanlı bir çok toplantı salonu ve kutsal eşyaların korunduğu bölümler bulunuyor.
Gidiş gelişi ayrı trafik güzergahı arasında kalmış bazı Bizans dönemi eseri yapıları, surları görmeyi bitirdiğiniz ve yapılan bant ilave çalışmaları ile genişletilen Haliç köprüsü altından geçtiğiniz anda kendinizi Feshanede buluyorsunuz. Osmanlı döneminde fes dikilen yer olarak anılan Feshane baştan başa yenilenip konserlerin düzenlendiği sanatsal etkinliklere sahne olan kültür merkezi amaçlı hizmet veriyor. Özellikle ramazan ayı boyunca süregelen gösteri ve organizasyonlarda bir yandan eski ramazan eğlenceleri yaşatılmaya çalışılıyor. Feshane yanında kurulan ve yıl boyu açık olan çocuk parkı oyun aletleri arasında yer alan "atlı karınca" çarpıcı canlı renkleri, nostaljik özelliği, ile ilerlemiş yaşınıza rağmen sizi çocuklaştıracak kadar sempatik görünerek, küçük çocukların olduğu kadar büyüklerin de ilgisini çekiyor.
Eyüp
Ve yepyeni çehresiyle tarihi ve köklü semtlerden biri olan Eyüp'tesiniz...! Şimdi ne yazsam, nasıl yazsam bir tuhaf gelecek. Eyüp iskelesinden itibaren sahil yolu seyir terası, yürüyüş bulvarı, gezinti alanı olarak düzenlenmiş şık direkli lambalar, çiçeklikler dinlenme bankları, Eyüp semtini boğazı anımsatan farklı bir mekana çevirmiş. Bir aydınlık, bir ferahlık bir yenilik göze çarparken kıyıya bağlı güzel tekneler semt sakinlerinin denizin, Haliç!in keyfini yaşamaya başladığının işareti olarak algılanmanıza neden oluyor. İskelenin bitişiğinde kayıklar var pancar motorlu, pata pata sesleriyle Sütlüceden Eyüp e, Eyüp den Sütlüceye yolcu taşıyorlar.
Birde Haliç'in dünü nü iyi hatırlayan kürekli kayıkçılar var. Kayık trafiğini düzenleyen görevliye "karşıya kürekle geçmek istiyorum diyorsunuz". Hemen çağırıyor gerilerde bir yerde kestiren yaşlı delikanlıyı, su durgun, sadece kürek sesiyle gideceksiniz Sütlüceye, motor sesi yok. İlerlemiş yaşına ters orantılı sistematik hızıyla asılıyor küreklere kayıkçı, Sütlüceye yaklaşırken Eyüp ve Piyer Loti sırtlarını uzaktan seyrediyor, sakinliği, suyun dinginliğini yaşıyorsunuz. İnerken ödeyeceğiniz ücreti sorduğunuzda cevap "bir milyon yeter oluyor. İşinizin olması şart değil, öylesine bir gezi işte, monoton güncel yaşamda maksat sıra dışına çıkmak. Ama kafi gelmiyor. Organize sahilde yürürken tekne sahibi balıkçılar davette bulunuyorlar ," Haliç gezisi ister misiniz"? Haliçte tekne tutup gezmek de ne ola ki diye düşünürken, ekliyorlar yarım saat 5 milyon TL!
Cevabınız kabulse bir kişi veya birkaç kişi yıllardır kokusu, pisliği, kaybolan derinliği nedeniyle giremediğiniz Haliçte başlıyorsunuz yol almaya masmavi suları yararak giden teknenizi uyarırsanız daha ağır seyrediyor düşük enstantane fotoğraf çekebiliyorsunuz. Ünlü yazar Piyer Loti'nin adıyla anılan tepenin eteklerine doğru yöneldiğinizde sonradan oluşan adalar ile kıyı arasına giriyor, daha ilk adada uzayan otlar arasında yaşayan tavşanları, kazları ördekleri fark ediyorsunuz, arada yaban ördekleri havalanıyor gökyüzüne doğru. Haliçte doğal hayat!.. İnanılır gibi gelmiyor.Yahu ne yer ne içer bu hayvanlar, diye siz sormadan motorcu başlıyor anlatmaya. Hayırsever vatandaşlar var geliyorlar, kıvırcık yaprağı, havuç, ekmek falan getiriyor, yediriyorlar onları arada bir taşıyoruz adalara, sonra belediye görevlileri çuval çuval yiyecek getiriyorlar bu işe bakan görevlileri var. Civ civken alıp besleyip büyüdükten sonra ördeğini burası güvenli diye getirip bırakan da oluyor,sonra da sık sık ziyarete geliyorlar diye ekliyor.
Karabataklar, martılar arasında kıyıları ağaçlandırılmış Haliç gezisi şimdilik temizleme çalışmaları devam eden Alibeyköy'e dek sürüyor. Oldukça eski, demir yapım Alibeyköy köprülerine biraz uzaktan bakıp, inşaatı devam eden stat önünden genişçe bir dönüş yaparak Eyüp'e geliyorsunuz. Motorcu Selahattin aynı zamanda rehberlik yapıyor. Derinliğin 6-7 metreye ulaştığını, dipteki çamuru borularla çekip açık denize verildiğini, atık su bulunmadığını, kanalizasyon borularının döşendiğini, Haliç in artık balık kaynadığını, geçen yıl iyi çinekop yaptığını, bu yıl kefal bolluğunu yaşadıklarını anlatırken bir telefonla müşteriyi istediği yerden alıp sadece Eminönü-Alibeyköy arası Haliç turu değil, Boğaza da gezi yapabileceğini 15 ve 50 kişiye kadar yolcu taşıyabilecek iki teknesi olduğunu da hatırlatıyor.
Aslında böyle geziler için bir başka seçenek daha bulunuyor. Sultan Kayığı. Örneğini deniz müzesi sergi salonlarında gördüğümüz Osmanlı dönemi saltanat kayıklarından bire bir ölçülerde Karadeniz sahilinde tekne yapımcılığı ile ünlenmiş Cide de imal edilmiş ilk örneği gerek Haliç gerekse Boğaz gezileri için şaşırtıcı görüntüsüyle bekleme yerinde dikkatinizi çekiyor. Haliç turu için 5-6 kişilik gruplara kişi başı 10 milyon TL karşılığı kalkış yaptığını söyleyen Sultan Kayıkları tur görevlisi Boğaz gezisi için tekneyi kiralama bedeli olarak saatine 450 milyon TL ödenmesi gerektiğini belirtiyor. Bu gezide kişi sayısı bir veya 30 kişi olabiliyor fiyat fark etmiyor. Sultan Kayığı içinde iyi bir müzik seti bulunurken gezilerin kış mevsiminde de devam ettiğini, palto, eldiven, yün başlık kısacası iyi giyinip böylesi bir kayıkta içi ısıtıcı içecekler içerek kar manzarasında yalıları seyretmek isteyen turist gruplarının şimdiden rezervasyon yaptırdıklarını belirtiyor. Nisan ayında ise yeni denize inecek 10 teknenin ilavesiyle Üsküdar, Kadıköy, Ortaköy gibi semtlerin kıyılarında hizmet vereceklerini müjdeliyor. Sultan Kayıkları Tel no: 0 (536) 679 51 30
Eyüp'te Çiçekçilik
Eyüp'te eski mesleklerden bir tanesi de çiçekçilik. Yolun her iki yanında yer alan çiçek bahçeleri, ren ahenk çiçekler, salon bitkileri, ağaçlar, fidanlarla göz alıyor. Erkan Solgun'a ait, Gün tohum ve çiçek, bilimum bahçe ve salon bitkileri, Avrupa çim tohumları, çim makinaları ve bakım aletleri sunarken, her çeşit bahçe ve salon düzenlemeleri hizmeti veriyor. Tel: 0532 614 22 81, 0212 565 26 19
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder